Notice: Trying to get property 'post_excerpt' of non-object in /home/u8559022/public_html/wp-content/themes/newsup/single.php on line 88

Çin nasıl inovasyon merkezi haline geldi?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin, yapay zekâdan 5G ağlarına, büyük veriden nesnelerin internetine ve bulut bilişimden blockchain (blok zinciri) teknolojisine kadar hemen hemen her yenilik alanında teknolojik üstünlük için rekabet ediyor.

Shanghai merkezli Hurun Global Unicorn Index’in 2020 raporuna göre ABD ve Çin dünyadaki inovasyonların yüzde 80’ine ev sahipliği yaparken, start-up (başlangıç şirketlerinin) firmalarının çoğu da Çin’den yola çıkacak.

30 YIL ÖNCE BAŞLAYAN MACERA

Çin’in inovasyon merkezi olarak yükselişi elbette bir gecede gerçekleşmedi. Ortaya çıkan tabloda yetenekleri bir araya getirmedeki akıllıca kombinasyon, finansman desteği ve başlangıç ekosisteminin yaratılmasında devletin rolü ile açıklanabilir. Tüm bu faktörler ülkenin geleceğin teknoloji merkezi olmasına önemli katkılarda bulundu.

Hikâye yaklaşık otuz yıl önce, Baidu ve Sina gibi şirketlerin kurulduğu bir inovasyon merkezi olan Zhongguancun Bilim Parkı’nın başkent Beijing’de inşa edilmesiyle başladı. Aynı model süreç içerisinde yayılarak ülke genelinde devam etti ve hatta kimi durumlarda küçük köyler bu sayede gelişen metropollere dönüştürüldü.

VERGİ İNDİRİMİ VE FİNANSMAN DESTEĞİ

E-ticaret devi Alibaba’nın merkeziyle ünlenen ve arından ulusal yönetişimin modernizasyonu için bulut hizmetleri ve akıllı şehirleri inşa eden Hangzhou’nun durumu gelişimi de benzer yönde oldu. Bununla birlikte önde gelen akıllı telefon üreticisi Huawei ve internet tabanlı platform olan Tencent’in evi ile dünyadaki donanım ve elektronik cihazların çoğunun üretildiği Shenzhen de listeye dahil edilmelidir. Verimliliği en üst düzeye çıkarmak ve pazara sunma süresini azaltmak için Çin için başarı formülü üniversiteler ile üretim tesislerini bir araya getirmek oldu.

İnovasyon gruplarının gelişimini teşvik etmek için merkezi ve yerel yönetimler tarafından çok sayıda geçici politika uygulamaya konmuştur. Bu politikalardan bazıları yurtdışındaki yeteneklere verilen daimî oturma izni yerine geçen “yeşil kart”, vergi indirimleri ve finansman desteğidir. Çin devlet düzeyindeki politikalar ile şirketlerin stratejilerini aynı paydada buluşturarak kimi zaman Harvard benzeri vakaların ortaya çıkmasına önderlik ederek küresel kalite standartları belirlemekte başarılı olmuştur.

ÇİN PAZARI TEMBELLİĞE İZİN VERMEZ

Son faktör, çevre ve çalışma kültürü ile yakından ilgilidir. Çin pazarı, fırsatlar boşa harcanmayacak teknolojisi tembelliği kaldırmayacak kadar hızla büyüyor. Çin’in yenilikçi olması ve start-up olarak tabir edilen şirketlerin başarılı olmasının nedenlerinden birisi de ülkedeki pazarın bu denli dinamik olmasıdır.

Yeni tip koronavirüs salgını dijital iş modeline geçişi hızlandırmada önemli bir rol oynadı. Buna karşın Çin’in saf tesadüfler ile dünyanın önde gelen inovasyon merkezlerinden biri haline geldiğini söylemek yeterli olmaz.

Çin, yüksek hızda teknolojik yenilik, süper rekabetçi bir pazar, geniş bir yetenek havuzu ve tüm bunları mümkün kılan göç ile mali politikalar gibi uzun erimli bir plan ile teknolojik atılımını hayata geçirilebildi.

GAMZE DÜRMEZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir